Bugünlerde yapay zeka içerikleri ile yatıp kalkıyoruz. ChatGPT’nin mobil versiyonunun hızla indirildiği haberleri, yapay zekayla yazılan kodlar, çizilen mimari projeler… Bir yanda da bu kolaylığın getirdiği “kopyacılık” sorunsalı var ki başta öğretmenler bu konuda tedirgin. Öğrencilerin özgün ödevler hazırladığından emin olmak istiyorlar. Peki pazarlama dünyasında durum ne? İşte bu noktada yapay zeka içeriklerini tespit eden araçlar devreye giriyor.
Bir yazarın ChatGPT, Jasper, Google’ın Bard veya Microsoft’un Bing gibi generatif yapay zeka araçlarını kullanıp kullanmaması pazarlama açısından önemli mi? Bir yazar, yapay zeka aracı tarafından yazılmış bir yazıyı yeniden düzenleyip düzeltirse ne olur?
Yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin dezavantajları bir süredir tartışılıyor. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
1. Mevcut oluşturulmuş içeriklere ve bilgilere dayanır
Yaratıcı ve yeni bir şey geliştirmez, okuyucular için daha az değer sağlar.
2. Sahte bilgi üretebilir
İçerikteki bilgileri titiz bir şekilde doğrulamadan yayınlamak doğru olmaz.
3. Telif hakkı sorunu yaratabilir
Eğer yapay zeka sistemi çok benzer talepler alırsa, çift içerik ve telif hakkı sorunlarına neden olabilir. Aynı içerik, arama motoru optimizasyonu (SEO), e-ticaret CRO ve yayıncının itibarı için zararlı olabilir.
4. Google, yapay zeka materyallerini spam olarak adlandırarak bazı karmaşaya yol açabilir
Ancak arama analisti (Search Analyst) John Mueller, kötü yazılmış, anahtar kelime dolu ve düşük kaliteli makine üretimi içeriğin aynı cezayı tetikleyeceğini açıkladı. Yani bu özelliklere sahip insan yapımı içerik için de geçerli bir ceza bu.
Yurt dışında freelance bir yazar, Twitter’da bu yapay zeka araçlarının müşteri ilişkilerini nasıl etkilediğine dair bir tartışma başlattı. Müşterilerin, doğru olmasa bile yazarların bu araçları kullandığını iddia ederek ödeme yapmayı reddetmesi gündeme gelmiş oldu. Şirketler bu tespiti muhtemelen çeşitli araçlarla yapabilirler.
Denetim açısından etkili bir yol olabilir evet ama peki en iyi yaklaşım bu mu olur? O kısım tartışmaya tabi. Çünkü bu tespit araçları intihali ve yanlış bilgileri önleyebilir ama gerçek olmayan suçlamalara da yol açabilir. Kimi konularda yazılacak bilgiler kısıtlıdır, yüzlerce yazarın benzer cümleler kurması da olasıdır üstelik. Dolayısıyla yapay zeka içerik tespit araçlarını kullanırken tüm perspektifleri dikkate almak çok önemli.
Yapay zeka tespit araçları
Yapay zeka içerikleri için tespit araçları
İnsan ve yapay zeka tarafından oluşturulan içerik arasında ayrım yapmak için tasarlanan araçlar, içeriğin anlam bakımından sorunları olup olmadığına dair dilbilimsel bir analiz yapabilir (ironiye bakın ki bu da bir yapay zeka ürünü). Ayrıca karşılaştırma analizleri yapabilir. Sistem, bilinen yapay zeka tarafından oluşturulmuş metinleri kullanır ve içeriğin buna benzer olup olmadığını değerlendirir.
Gel gelelim bu araçların neler olduğuna… Dört popüler AI kontrol aracını, yapay zeka içerikleri ile insan elinden çıkan içeriklerin karşılaştırılması üzerinden inceleyelim.
1. AI Sınıflandırıcı (AI Classifier)
ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI, AI Sınıflandırıcıyı AI tarafından oluşturulan ve insan tarafından yazılan metinleri ayırt etmek için oluşturdu. Kullanıcılar metni açık kutuya yapıştırarak denetim yapabiliyor ancak değerlendirmeyi tamamlamak için en az bin karaktere ihtiyaç var ve sadece İngilizce metinler için geçerli.
OpenAI, testlerinin yalnızca yüzde 26 oranında doğru sonuçları gösterdiğini ve bu nedenle güvenilir olmadığını belirtiyor. Ayrıca sistemin insan kaynaklı içeriği yüzde 9 oranında AI olarak tanımladığını söylüyor. Bu da başka bir hata.
OpenAI kullanıcılardan geri bildirim topladığı için AI Sınıflandırıcı sistemi gelişebilir. Yapay zeka içerikleri için uygulama şimdilik ücretsiz.
2. GPTZero
GPTZero, 1 milyondan fazla kullanıcısı olan dünyanın bir numaralı yapay zeka içerikleri yani AI tespit aracı olduğunu iddia ediyor. AI katılımını metin karmaşıklığı ve cümle çeşitliliği temelinde ölçüyor. Metin ne kadar karmaşık ve çeşitliyse metni bir insanın yazma ihtimali o kadar yükseliyor.
GPTZero’nun hâlâ sınırlamaları var. Kısa parçalar yerine daha uzun gönderilerle daha iyi çalıştığı kesin. Ayrıca sadece yetişkinler tarafından İngilizce olarak yazılanlara odaklanıyor, bu nedenle diğer diller için sonuçları daha yanlış olabilir.
Kullanıcılar metinlerini kutuya yapıştırıp bir dosya yüklüyor, ardından sonuçları almak için “sonuçları al” düğmesine tıklaması gerekiyor. Uygulama kullanım için ücret talep etmiyor.
3. Copyleaks
Bu yazılım AI ve intihal olan içeriği tespit ediyor. Bir tarayıcı uzantısı olarak veya web sitenize / öğrenme yönetim sisteminize entegre edilebiliyor.
100’den fazla dili destekleyen Copyleaks, AI tarafından oluşturulmuş yapay zeka içeriklerini tespit ederken diğerlerinden farklı olarak bir de olasılık yüzdesi veriyor. “Yüzde 95 oranında AI tarafından yazılmıştır” gibi… Copyleaks de ücretsiz kullanıma açık.
4. GPTRadar
GPTRadar, kullanımı kolay basit bir arayüze sahip. Değerlendirmesini tahmini üzerine bir yorum cümlesi ve karmaşıklık puanı (perplexity score) şeklinde yapıyor. Karmaşıklı puanı ise 1 ile sonsuz arasında olabilir.
Daha düşük karmaşıklık puanı, metnin AI tarafından oluşturulduğu ihtimalini artırıyor. Sistem ayrıca metinlerin bölümlerini ayırıp onları insan veya AI tarafından oluşturulmuş diyerek işaretliyor. Sistemin kullanımı ise ücretli. yaklaşık 2 bin 500 kelime için 2 bin jeton gerekiyor. 100 jetonun para karşılığı da 2 cent.
Gelelim sonuca…
AI tarafından geliştirilen içerik araçları arttıkça muhakkak ki onu tespit etme araçları da artacaktır. Ancak şunu unutmamak gerekir: Hiçbir araç yüzde 100 doğru olamaz. İçerik pazarlaması için yapay zeka tespit araçlarının gerekip gerekmediğini değerlendirmeniz gerekiyor. Google gibi içeriğin kalitesi, doğruluğu ve alakasının AI’nın yaratımdaki rolünden daha önemli olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yoksa hedefleriniz için AI’nın katılımı daha önemli mi?
Söz konusu kaliteli içerik olduğunda, bu konuda profesyonel bir içerik ajansı desteği alabilirsiniz. Contentive İçerik Ajansı olarak dokuz yıllık tecrübemizle ihtiyacınız olanı anlamamız yeterli!
Kaynak: contentmarketinginstitute.com
